Aslında hayat algılayabildiğiniz kadardır.

Ne kadar algılayabiliyor iseniz hayat sizin için o kadardır.

Hayatınızla ne kadar oynanır ise oynansın, aslında hayat sizin algılayabildiğiniz noktadır.

Ölçersiniz, biçersiniz ve bir elbise gibi kendinize hayatı giydirirsiniz.

Tek yapmanız gereken antenleri yukarı çıkarıp esen rüzgarı algılamak.

Algı, görmenin ve duymanın dışına çıkmaktır. Gözleri iptal etmek kulakları ise uzaklara doğru uzatmaktır.

Bunu sessizlik ile veya ses dalgaları ile de yapabilirsiniz.

Tüm uydurulmuş fizik kuralları unutun.

Var olmak istediğiniz mekana ve zamana odaklanın. Algılarınız doğru ise sahip olduğunuz enerji sizi oraya götürecektir.

Vaadleri ve size sunulanları boş verin. Onlar sizin algılarınız değil kabul ettiklerinizdir.

Kabul edilmiş bir hayatta algılama olamaz.

Yapmanız gereken tek şey inandığınızı düşünmek ve size verdiği hayatın küçük bir hikayeden ibaret olduğunu kabul etmek, sonsuz hayatı hayal etmektir.

İsimleri ve kavramları boş verin. Onlar zaten bizim uydurduğumuz kelimelerdir.

Var oluş enerjinizi keşfettiğiniz de tüm algılamalarınız gerçeğe ulaşacaktır.

Mehmet Arkın Gürbüz