Bir zaman ise yalpalayacaksın. Çaresizlikten neye sığınacağını şaşıracaksın.

Ölüme yol ver...

Ölüme yol ver…

Kuzum sana diyorum bir zamanlar kuzu idin şimdi koyun oldun, her gücünü gösteren sana yol verdi.

Bir zaman ise yalpalayacaksın. Çaresizlikten neye sığınacağına şaşıracaksın.  Sığıntılarında bir işe yaramayacak. Sana bir çok yol gösterilmesine rağmen, sen gireceğin yolları hep yalnış seçtin.

Tombik

Dallar kırıldı, sular bulandı, meyveler büyüdü, sense her şeye doğal dedin ve sana gösterilen yola devam ettin.  Bilir misin o yolun sonunda ne var?

Zaman geldi, haykırışların sonu çığlıkları büyütmeye başladı. Dağlar yakında titremeye başlayacak, sular yükselecek ve sen kendi kendine neler ‘Oluyor diyeceksin…’.  İşte o zaman ölüme yol vereceksin. Bitkinliğin ve suskunluğun onu da kabul etmiş olacak.  Arkana dönüp baktığında bir yığıntı göreceksin. Dünya dediğin canlı değişecek ve eski haline gelecek.

Senin için düzenlenmişti, senin için itina ile dizayn edilmişti… bunu biraz geç anladın ama artık yol verme zamanı. Tek bir yol kaldı. O da sana biçilen hayatın sonu. Şanslısın ki bu yol an mı an çok kısa bir yol.

Ya aydınlık ya da karanlık seni bekliyor. Hadi bekletme…

MAG

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More

Enable Notifications OK No thanks