Sürekli kendi ideallerimiz peşinden koşuyoruz.

Buyrun! bütün ideallerinizi gerçekleştirelim.

Devlet başkanı mı olmak istiyorsunuz? Yoksa dünyayı mı yönetmek istiyorsunuz?

Hatta dünyanın en zengin insanı mı olmak istiyorsunuz. Veya bir ev bir araba mı istiyorsunuz? Tamam verelim ne gerekiyor ise yapalım…

İstekleri bitmeyen bir insanoğlu ile karşı karşıyayız. Ve bunlara sahip olmak için oluşturulmuş idealler harcanan hayatlar ve zamanlar. Sonra ne yapacaksınız? Dünyayı mı, evreni mi yoksa sonsuzluk hayatını mı talep edeceksiniz. Ne talep ederseniz edin hangi idealist olursanız olun tüm yollar bir yola çıkıyor.

Yaradılışın var olma mertebesine ulaşması için hiç bir ideale gerek yoktur. Kaynak sevgi ve saygıdır. Kaynak merhametli olmak, hoşgörüyü yüceltmektir.

Sahip olduğunuz fiziksel yapı ile bir takım ideallere sahipsiniz. Peki bu fiziksel yapı öldüğünde ne tür ideallere sahip olmak istiyorsunuz.

Yaşamın bir hayalden farksız olduğunu düşünür isek sizin idealleriniz de sadece bir hayalden ibaret değil mi? En büyük acı ise siz ideallerinizin peşinden koşarken başkalarına acı çektiriyor onların hayatını hiçe sayıyorsunuz.

Bırakın ideallerinizin peşinden koşmayı…En büyük idealist insan olmayı başarabilmektir. İnsan olmayı başardığınızda tüm her şeye sahip olacaksınız. Ve hiç bir idealiniz kalmayacak. Zaten tüm her şeye sahip olduğunuzda da bir hiç olduğunuzu anlayacaksınız. Ancak hiçliğinize bir değer kazandırmak isterseniz eğer lütfen sevin ve saygı gösterin.

İnsan insan için yaratılmıştır. İnsanlığın var olması insanın var olmasından kaynaklanır. Aynı tohumun ürünleri olduğumuza göre sizin idealleriniz tüm insanlığın idealleridir bunu unutmayınız.

MAG